Yapay zekayı eğitmek istiyor muyuz?

Zoom, geçtiğimiz hafta bir blog yazısı ile ‘kullanıcı verileri ile yapay zekayı eğitmediğini’ açıkladı. Açıklamada, Zoom’un veya üçüncü taraf uygulamalarının ses, video, sohbet, ekran paylaşımı, eklentiler veya müşteri gibi diğer iletişimlerin kullanmadığını söylendi.

ChatGPT’yi piyasaya süren OpenAI de, yapay zekayı eğittiği verilerin hukuka uygun olmadığını tespit ederek düzeltmesi için süre veren İtalyan Veri Koruma Otoritesi’nin kararının ardından, kullanıcının sohbet geçmişini kaydetmeyen bir “gizli mod” yayınlayacağını duyurmuştu.

Yapay zekanın kullanıcıdan rıza alınmadan eğitilmesi ilk Facebook’un yüz tanımasıyla tartışmaya açılmıştı. Facebook kullanırken, paylaşılan fotoğraflar etiketlenmese bile kişiler tanınıyor ve Facebook tarafından etiketleme önerileri sunuluyordu. “Deep Face” adı verilen bu teknoloji Avrupa Veri Koruma otoritelerinin cezaları ve Amerika’da davalarla karşı karşıya kaldıktan sonra 2021 yılında kaldırıldı.

O zamanlar, daha çok yasal ve idari makamlar tarafından tartışılan bu konu, şimdilerde son kullanıcıların da önemsediği bir konu haline geldi.

Geldiğimiz noktada, artık bireysel kullanıcılar bile yapay zeka araçlarını kullanarak kendi yapay zekalı uygulamalarını yapabiliyor. Bu yöntemde de genelde, herkese açık yayınlanmış, arama motorlarıyla ulaşılabilen veriler kullanılıyor. Artık bu verilerin hem fikri mülkiyet hem de kişisel verilerin korunması hukuku açısından koruma altında olduğunu biliyoruz.

Peki, artık her kullandığımız uygulamada ya da internette bıraktığımız her dijital izde, “ya birileri bizim verilerimizle, rızamız olmadan bir yapay zekayı eğitiyorsa ve bizim gibi düşünen, bizim gibi konuşan ve hatta bizim gibi görünen çıktılar elde ediliyorsa” diye düşünmeye mi başlayacağız. Daha öteye gidersek, bu veriler bir gün bizim aleyhimize kullanılabilir mi?

Cevap, büyük bir “Evet”. Öyleyse, yakın gelecekte hukukun çözmesi gereken büyük bir problemi daha fazla konuşmaya başlamamız gerekiyor.

Google reklam sistemine GDPR uyum sertifikasyonu

Google, 2020’de reklam sistemlerini IAB Avrupa’nın Şeffaflık ve Rıza Çerçevesi ile entegre ettiğini açıklamıştı.

Hemen bir bilgi tazelemek gerekirse; “IAB Şeffaflık ve Rıza Çerçevesi”, IAB’nin yayıncı bilgi formuna göre,  “Yayıncıların, teknoloji tedarikçilerinin, ajansların ve reklamcıların Avrupa Birliği Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR) kapsamındaki şeffaflık ve kullanıcı tercihlerine ilişkin gereklilikleri karşılamasına yardımcı olmayı amaçlayan global bir sektörler-arası girişimdir. İşbu Çerçeve, şirketlere, GDPR mevzuatı ile uygun olacak şekilde veri toplamaya ve işlemeye veya tüketicilerin cihazlarına erişerek veri toplamaya ve işlemeye devam etme olanağı sağlamaktadır.” şeklinde ifade ediliyor.

Google’ın yeni duyurusuna göre, 16 Ocak 2024 tarihinden itibaren, Google AdSense, Ad Manager veya AdMob kullanan yayıncılar ve geliştiriciler, Avrupa veya Birleşik Krallık’taki kullanıcılara reklam sunarken Google tarafından onaylanmış ve IAB’nin Şeffaflık ve Onay Çerçevesi ile entegre olan bir “Onay Yönetim Platformu” kullanmak zorunda kalacaklar.

Google, IAB Şeffaflık ve Açık Rıza Çerçevesi ile entegre sistem yaratmasının nedenini “Kullanıcı şeffaflığını ve rızasını standart bir çerçeve aracılığıyla yönetmeyi amaçlamak.” olarak açıkladı ve önümüzdeki haftalarda, Çerçeve ile entegre olan ve onun özelliklerini karşılayan Google sertifikalı onay yönetim platformlarının bir listesini açıklayacağını söyledi.

2019 yılında Google, kişiselleştirilmiş reklamcılık sisteminde kullanıcı rızasını almadığı için Fransa’nın Veri koruma Otoritesi tarafından 50 milyon Avro para cezasına çarptırılmıştı. Yine, benzer tartışmalar farklı idari makamlar tarafından da yapılmıştı.

Google’ın kötü tecrübelerin ardından kişisel verilere uyum ile ilgili sertifikalandırma yapması tabi bazı soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Bu gelişmeler, Avrupa ve Birleşik Krallık’taki reklam ekosistemi için faydalı ve gerçekten etkin olacak ve geçmiş tecrübeleri unutturacak mı göreceğiz.

(Yazıyla ilgili görüş ve düşüncelerinizi [email protected] adresine göndererek yazarımızla paylaşabilirsiniz.)

2005 yılında Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuş ve Avukatlık stajının ardından 2006 yılında Ankara Barosu’na kaydolmuştur. Gazi Üniversitesi’nde yüksek lisans yapmıştır. Bahçeşehir Üniversitesi’nde Dijital ve Sosyal Medya Pazarlama Yönetimi Eğitimi, Ankara Üniversitesi Bankacılık ve Ticaret Hukuku Enstitüsü’nde hukuk çevirisi eğitimi almıştır. Türk Patent ve Marka Kurumu’na kayıtlı marka ve patent vekilidir. Sicile kayıtlı Arabulucudur. Başkent Üniversitesi’nde Bilişim Hukuku ve Ankara Üniversitesi’nde Mesleki Bilgisayar-UYAP, derslerinde öğretim görevlisidir. ISO 27001 Bilgi Güvenliği Yönetim Sistemi Baş Denetçisidir. Uzun yıllar Ankara Barosu Bilişim Kurulu ve Bilgi İşlem Merkezi üyeliği yapmıştır. Ankara Barosu Bilişim ve Hukuk Dergisi ile Ankara Bar Review dergilerinde editor olarak gorev almıştır. 2018 yılında Dijital Reklamcılığın Teknik, Hukuki ve Vergisel Boyutu isimli kitabını yayınlamıştır. Avukatlığın yanı sıra, LegalTalks Eğitim Portalının ve LegalTalks Anonim Şirketi’nin kurucusu ve koordinatörüdür. İngilizce ve Yunanca dillerini bilmektedir.
Dijital Gündem

BEDAVA
İNCELE